MUHTEŞEM YALNIZLIK

21
 Haremin ya da kraliyetin  güzel kadınlarının masallardaki gibi hayatlar sürdüğünü düşünürdük. Tarih kitapları, en çok erkeklerin galibiyetleriyle doludur. Kadınlarına ise erkekleri aşklarıyla -yoldan çıkarma -değiştirmeyi uygun görmüştür.
 Antik çağdan başlarsak: Truvalı Helen, İngiltere'den Anne Boleyn, Fransa'dan Josephine, Osmanlı da Hürrem hepsi ülkelerinin kaderlerini değiştirdiler.


Görsel Alıntıdır:Truvalı Helen

 
                                   
                                                 Görsel alıntıdır:Hürrem Sultan
 Aslında, gerçek hiç de öyle değildi! Krala ya da padişaha ne kadar yakınsanız :Gözyaşı, acı ve rekabet derecesi artıyordu. Siz ne düşünüyorsunuz bilemiyorum, bana göre: "Muhteşem Yüzyıl" bunu çok iyi vurguluyor. 


Görsel Alıntıdır: Padişahı uğurlarken harem.
Etraflarında nedimeleri olan, çok güzel elbiseler giyen, göz alıcı mücevherler takan hanımların; yaşadıkları acının adı: Muhteşem Yalnızlık.
Gerçekte prenses ve kraliçelerin hayatı:
Kurallara uyması beklenen, ünvanının verdiği sorumluluktan dolayı hasta da olsa hem güzel hem mağrur duran, evlilik çağları geldiğinde ülkesinin çıkarları için "kiminle eş olması münasipse" onunla evlenen, bu yüzden sürekli eğitim gören insanlardı.
Evlendiklerinde de çilesi bitmiyordu. Ülkeler arası diplomattılar.
Bildiğim kadarıyla:
Avrupa'daki ülkeler arasında evlilikler sayesinde oluşan aile bağlarıyla ittifaklar kuruluyordu. Osmanlı da, ilk dönem Yıldırım Bayezid Germiyanoğullarının kızı Devletşah Sultan'la evlenince, Germiyanoğulları Osmanlı'ya katıldı.



Görsel Alıntıdır:Yıldırım Bayezid


Çevrelerinde kendilerine sadık insanlar yoksa diplomasiyi de bilmiyorlarsa: Tarihin sayfalarında yerini alıyordu. Kimi sürgün kimi de  talihsiz Fransa Kraliçesi: Marie Antionette gibi giyotinde can veriyordu.

Görsel Alıntıdır:Marie Antionette
İnsan, düşman edinmeye görsün; bizler bile yanlış anlaşılmalardan yakınıyoruz. Onlarsa yönetemediklerinde, ülkelerinin kaderleriyle birlikte kendilerininki de değişiyordu.

Güzellikleri, akıllarıyla birlikte aşkları da tarihe geçen kraliçeler de var:
Kleopatra.
Bu kadın, ülkesini Roma esaretinden korumuş.


Görsel Alıntıdır:Kleopatra

1.Elizabeth biraz ayrılıyor. Babasından tacı devraldığı günden itibaren ülkesi: Aydınlanma Devri'ne giriyor. İşin ilginci, tarihe:
"Bakire Kraliçe" diye geçer.


Görsel Alıntıdır:1.Elizabeth

Her an değişen çıkar ve siyasi rüzgarlar karşısında yol aldıklarından; kime ne kadar güvenecekleri meçhul??
Zaten, Hürrem de üstüne basarak:
"Sadakat."
demiyor mu?



Görsel Alıntıdır:Saray


  Görkemli saraylarda,acılarından damıtılmış gözyaşlarının ışıltısı mücevherlerine vurmuş, bir başlarına: "Muhteşem Yalnızlık"larında yaşıyorlar.
 
Gösterilen ise: Mutluluk Projesi. İnsanlar, bu düşü seviyor!

Aklımızda kalanlardan: Prenses Diana ile Kraliçe Elizabeth arasındaki husumet
medyada yankı bulmuştu.

Pargalı İbrahim, dizi de: "Muhteşem Yalnızlığı" çok güzel betimler:
Arafta kalmak.


Görsel Alıntıdır: Kraliçe Tacı
Sizce de öyle değil mi?
Herkese sevgilerimle...

Yorum Gönder

21Yorumlar

  1. Çok ama çok güzel bir yazı olmuş.
    Haklısın sürekli öldürülme korkusu. Erkek doğurcam korkusu.
    Çocuklarını suikaste gidermi korkusu:)
    Bazen iş yerinde bir kaç insandan sorumlu olurduk da nasıl huzursuz oluruz. başarabilecekmiyim diye:)
    onları düşünemiyorum bile :)
    Çok güzel bir yazı olmuş canım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet,belki de yeni bir yarışma konusu olurdu.Sürekli riskde olma heyecanı...Ben de ,haremi gördükten sonra senin gibi düşünüyorum.Sağolasın ,gülaycığım.

      Sil
  2. çok güzel anlatmışsın canım. biz normal insanlar için bile öyle oluyor bazen. Biraz iyi bir yerdeysen, güzelsen vs. hemen kuyun kazılmaya, dedikodun yapılmaya ve yalnızlaştırılmaya başlanıyorsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimiz bunları zaman zaman yaşıyoruz:(((

      Sil
  3. Harika bir yazı yazmışsın, eline sağlık...Görseller de çok güzel.

    YanıtlaSil
  4. evet bence de çok güzel bir yazı olmuş..aslında kadınların muhteşem yanlızlığı mı desek ne desek acaba bu duruma? harem kadınlarının yanlızlığı herhalde.. nede olsa malum bir devlet büyüğümüzde! bugünlerde (değerli yanlızlık) içinde..bayağı birbirlerine uymuşlar:)) elinize sağlık..iyi günler..

    YanıtlaSil
  5. Düşünüldüğünde sahiden de hiçbirinin yerinde olmak istemiyor insan.
    Mutluluk küçük detaylarda gizli özünde.

    Emeğin ve bakış açın için teşekkürler.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BENCE DE:) Aklıma ne geldi biliyor musun:Tek taşımı kendim aldım,tek başıma kendim taktım.Girmeyiniz havaya!! :))

      Sil
  6. kesinlikle öyle bencede.asla gıpta edilemeyecek konum benim için.belki küçükken beyaz atlı prensin muhteşem elbiseler içinde beliren prensesine özenirdik çocukken ama işte yazmışsın gerçek hiçde öyle değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana bir sır vereyim mi? İçten içe hala ,benim prensimi bekliyorum:)))
      Kraliyet ailesi üyesi olmakkkk?? 1000 yıl düşünmeli:)

      Sil
  7. Osmanlıdaki kadınlar ne çekti beeee :=))

    YanıtlaSil
  8. :D:D Ne güldüm,anlatamam:))) Sağolasın.Haklısınnn...

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel anlatmışsın gerçekten, madalyonun hiç görülmeyen tarafından bakmışsın, etkileyici bir yazı olmuş :)
    Takipteyim, bende beklerim bloğuma :) http://kadinlaraaozel.blogspot.com/
    sevgiler

    YanıtlaSil
  10. Elbette uğrarım,teşekkürler.Hoşgeldin:)

    YanıtlaSil
  11. Tespitler yerinde olmuş. Tabiri caizse cuk diye yerine oturmuş. Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında
    Güzel yazı için teşekkür ederim.
    İyi bloglar

    YanıtlaSil
  12. Evet aslında yaşamlari ne kadar acı.evlerinden küçükken ayrılan sultanlar,evlatlarinin acisini gorenler .birde saray koselerinde kalan zavallı yaliz cariyeler.yazık.

    YanıtlaSil
Yorum Gönder