İzmir'liler geçen hafta mümkün mertebe dışarılarda soluğu aldı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri'nden bir kare.
Her ne kadar, sonbahar için ayrılık mevsimi dense de; mitolojiye bakıldığında: Tanrıça Demeter, kızını kocası Hades'in yanına göndereceği için; kendisi gibi doğayı da hazırlamaktadır.
Ağaçların yapraklarını sarartır. İzmir de, kış hemen başlar. Bana göre, en güzel sonbahar:
Ankara'dadır.
Ağaçların yaprakları, sarı, turuncu ve kırmızının her tonunu görürsünüz. Yaprak yığınlarının içine gömülmek isterseniz. Havanın içinize işleyen soğuğu
sizi sevdiğinize döndürür.
Sıcak bir nefes, güzel sözler ve anlamlı bakışlar.
Ankara'da ki soğuk gri bulutlar, bu mevsimde size batmaz.
Hiç kimseniz yoksa;
Bir şalınız olsun; yeter. Ona sarılarak, saçlarınızı saldığınızda bir diva havasına bürünebilirsiniz.
Resim Kaynak: örgü.kadinlarisitesi.com
Bence, sonbahar: Yeni bir aşkın başlangıcı da olabilir.
İzmir, sonbaharı yaramaz bir çocuk gibi baharı doyasıya yaşadı. Memleketime en çok da: Bahar yakışıyor.-İlkbahar-
Şimdi; yaşadığımız bahardan bazı kareler sunacağım:
Sular böyle coşkunca çağlıyorlardı. Sevmek için: 'Zaman arama.' dercesine.
Karşınıza çıkan bir gül; size: 'Hayata dokun. Beni sev.' der.' Onu gördüğümde, kalbim neden ağrıdı?!.' bilemedim.
Bu sene güller-Maşallah- daha çoktular.
Her renkten.. Mesela: Lila gibi. Ulaşılmaz bir havası vardı. Onu çekmek için yarım saat uğraştım. Yine de nazını kıramadım. Bu kareyi; en hafif rüzgarda yakalayabilmişim.
Bülbülün aşık olduğu gül bu gül müydü? Uğruna yandığı, umutsuzca sevdalandığı?
Gülün yanındaki çiçekte çok hoştu. Çiçeğin adı aklıma gelmiyor, ama gencecik bir kızın salınmasını hatırlatmıyor mu?
Masal da, kıza; 'bahçenin en güzel gülünü getir.'demişler. Şart da vardır: Arkana dönüp bir daha bakamazsın.
Kızın burnu o kadar havadaymış ki hiç birini beğenememiş. Bahçenin sonuna geldiğinde de;
taç yaprakları dökülmeye başlamış gülü alabilmiş.
Acaba:
'Önümüzde ki güzellikleri görmediğimiz için yolun sonunda çaresizce olana boyun eğdiğimizi...'
Bilemedim.
Yine de yukarıdaki gonca gülü çok sevdim.
Kedinin birisi çıkar; özellikle önünüzde durur. "Ne o?! Beni çekmeyecek misin?" diye size mırlayabilir.
İzmir, çılgınların da şehridir. Kazını alır; Karşıyaka Metro'sunun orada hep beraber nefeslenmeye gelenleri görebilirsiniz.
Kenara köşeye dikilen marigoldlar, süsenler ve diğer çiçekler; İzmir de bazen dikmeye de gerek yoktur. Toprak bir kenarda onları bekletir. Zamanı geldiğinde hayata renk katmak için; bizim doğayı düşünmediğimiz kadar doğa; bizi düşünür.
Hayata renk katar.
Onlar olmasa, hayatımızdaki sıkıntıları bir an olsun unutabilir miydik?
Ara vermek iyidir. Virgül koymalı en azından, soluklanmalı..
Fotoğraftan fark ediliyor mu? Ağacın içi boşalmış. Yine de o, toprağına gönülden bağlı.
Bana:
Özünüz doğruysa; sizi ne kadar yorsalar, içinizi kemirseler de: 'İlahi Adalet; sizi yeni yeniden hayat amacınızın doğrultusunda yeniler.'diyor.
Ağaç da yenilenmiş; yeşillenmiş.
Alsancak Güzellemesi'nde: Bornova'dan söz edilmişti. Galena, şimdilik tadımlıkbir kaç fotoğraf koyuyorum. Ege Üniversitesi'nden: Yeşil Köşk.
Bornova'yı ileri zamanda anlatacağım. Ankara'yı andıran bir tarafı var. Mesela: Yağmur, buraya daha çok yakışıyor.
Yeşil Köşk: İçinde meraklı ev sahipleri ona gelen misafirleri bekliyor. O, merdivenlerden kimbilir kaç çocuk koşarak indi, çıktı.
BORNOVA DA:
Yaşanmışlık duygusu, hakimdir. Üstü tozlu kapalı bir sandık. Dokunduğunuzda bir şeylerin sihri bozulacakmış duygusu yaşatıyor.
En güzel zamanlarından biri de:
Yağmur yağdığındadır. Yüreğiniz hafifler, acınız ya da öfkeniz diner. Toprak havaya karışır.
Rahmet kokar.
Yeşil Köşk Balkonu.
Ne kadar görkemli olursa olsun; Bornova da evler -eskiden- köşkler; doğaya karışmayı sever.
Onunla uyanmayı,mevsimleri seyretmeyi ve nedense bana yalnızlığı da sevdiğini söylüyor.
Ege Üniversitesi Konservatuarı Önü.
İzmir sanatı sever. Herkes, şehir de mutlaka bir şeyle uğraşır.
Evin bahçesine dikmişler. Çiçekler ne kadar kibar şekilde açmışlar. Sonbahar çiçeği oldukları belli. Demeter'in üzüntüsünü ilk onlar yaşıyor.
Yağmur dindiğinde, hala yağacağı için doğa nefes alıyor.
Demeter,
kızı Persofone'dan ayrılacağı güne kadar, hissettirmeden -öyle olduğunu düşünerek- içli içli ağlar.
Çiçekleri, ağaçları kızı için rengarenk donatır. Onu yeraltı dünyasına göndermeden; hayatı biraz daha neşeli yaşasın ister.
Hiç bir anne kızına kıyamaz.
Bugün, İzmir de Demeter'in gözyaşları vardı.
Yakında, Persofone gidiyor. Kış, başlıyor.
Herkese sevgilerimle.
NOT: FOTOĞRAFLAR BANA AİTTİR.
Yine çok güzel bir yazı olmuş canım...
YanıtlaSilKazlı amca ve teyzeye bayıldım nasılda rahatlar :)
Çiçekler ayrı güzel.
Yeşil köşk çok ama çok güzel bir yermiş...
Bu güzel fotolar senin kaleminle birleşince çok ama çok daha güzel olmuş :)
İnan sayende İzmiri tanımayan kalmayacak.
Çok yaşa sen..
Öpüyorum seni canım. Daha çok daha çok istiyoruz...
Gülay'cığım ,çiçeklerden daha çok kare var.Şimdilik bunları seçtim.Sizleri çiçek fotoğraflarıyla bunaltmayayım;dedim..İleriki yazılarımda yayınlayabilirim.
YanıtlaSilEvet,İzmir'i tanımayan kalmasın.:))
Ben de seni çok öpüyorum.Kendine iyi bak.Sevgilerimle.:)
Ah bir bilseniz bizim buraya ne çok yağmur yağdı ! İzmir hıçkıra hıçkıra ağladı ...
YanıtlaSilYazınız o kadar güzel ki sabah sabah içimi açtı ,şimdilik 2 kez okudum :)
Ellerinize sağlık,yüreğinize sağlık!
Sevgiyle kalın daima...
Hoşgeldiniz,Colette Hanım..Evet ,bazı yerlerde dizginlenemiyor,gözyaşları.Hepimiz,sevgiyle kalalım.Teşekkür ederim.:)
SilDiyecek bir şey yok, harika bir paylaşım olmuş, yüreğinize sağlık..
YanıtlaSilBornova yazınızı dört gözle bekliyorum, bakalım Bornova'da neler değişmiş ben görmeyeli:)
Sevgilerimle..
Siz ne kadar oldu ki ayrılalı buralardan? Siz ,İzmir'i özlemişsiniz,bir ara atlayıp gelin.:) Sevgiler.Teşekkür ederim.
Silçok güzel bu yazı ya.
YanıtlaSilözellikle çiçekler ve mitolojik kısımlar.
keyif verdin valla.
:)
Teşekkürler,Deep.:) İlk defa bu kadar hayranlık dolu bir geri bildirimin oldu.:)
Silhımmmm bundan sona daha iyi geri bildirmeliyim o zaman.
Sil:)
:))))
SilÇiçek gibi bir post olmuş, ellerine sağlık :)
YanıtlaSilAma ben ayva ağacı resmi koymuştun, ona yorum yaptım, masumum :))
Ayrıca sonbaharın en güzeli Bolu/Yedigöller'dedir.
Dünyada tektir, diyebilirim.
Tam bu aylarda üstelik...
Sevgiler...
İnşallahh bir gün oralara gider,güzel kareler yakalarım.:))
SilEminim tek de gitmemek gerekir ;)
Ne dersin? :))
Ellerine sağlık, İzmir'imizi hak ettiği gibi çok güzel anlatmış ve fotoğraflamışsın..
YanıtlaSilTeşekkür ederim,Petek'ciğim.Dilimden ve elimden geldiğince devam etmeyi düşünüyorum.Sevgilerimle.:)
Silyine ince detayların her satır başı kendini gösterdiği enfes bir yazı olmuş.daha önce iki kez geldim yorum yazamadan pc de kalkmak zorunda kaldım.kalemine sağlık perim.
YanıtlaSilsonbahar İzmire çok yakışıyor hatta Ankara dan bile fazla.Ankara eski Ankara değil.şehrimizi sanki bir gecede çalmışlar gibi geliyor bana rtık.bakıyorum ve sadece dayatmaları görüyorum bu şehirde ve yabancıları..biz siz olanları...ama İzmir hala aynı İzmir bütün sıcaklığıyla,dost yüzüyle,tarihi doğallığı ve mozaiğyle aynı..fotoğraflarda çok güze ve anlattıkları.daha fazla yazmayacağım.bugün daha bir küskün ve kırgınım her duygu dolu söz beni yakıyor...
sevgiler perim...
Harika detaylarla dolu... İzmir'e her mevsim ayrı yakışıyor bence.. Kalemine yüreğine sağlık.Çok güzel bir yayın hazırlamışsın.
YanıtlaSilSeni görmek de çok güzel :Handan..:) Hoşgeldin.
Sil