İSHAK ÇELEBİ'NİN DİLİNDEN: SARUHAN (MANİSA)

20
 Dedem, Saruhan Bey'i yurdunu genişletmek istiyordu. Yalnız, üstümüzde (kuzey) Karasiler, ardımızda (doğu) Germiyanlar, aşağıda (güney) Aydınoğulları, önümüz (batıda) deniz vardı.



                                             Resim Kaynak:nkfu.com

   
  Bizim deniz yönünde ilerlememiz gerekiyordu. Bir yandan da, beylikte dirlik ve düzen devam etmeliydi. Amcam Süleyman Şah ve dedem, Aydınoğulları'yla birlikte hareket etmeye başladı.
 Aydınoğulları'nın, Selçuk'ta tersaneleri vardı. Ege Denizi'nde adları geçiyordu, Bizans, Ceneviz ve Venedik bundan hoşlanmıyordu.


Resim Kaynak: serdarbukulmez.blogcu.com
Çaka Bey'den sonra
Aydınoğulları, Karasi Beyliği, Ege de adları geçiyordu.

Saruhan Bey, Peygamberimizin: 'Rızkın onda dokuzu ticaret ve cesarettedir.' sözü ile Medine'ye hicretinde yaptığı işlerden birisi, müslüman pazarını kurması; onu etkilemişti.
Hem ekonomik olarak güçlenmek hem de uzak diyarları öğrenmek amacıyla ticarette gelişmeliydik. Latinler ve diğer gayrı müslimlerle alışveriş etmeye başladık.


İshak Bey Dönemi Sikkeleri-Manisa Müzesi
Beyliğin ticaret yaptığını gösteren önemli belgelerden birisi.

Süleyman Şah, deniz seferinden –Aydınoğulları ile ortak deniz seferi- dönerken yakalandığı hastalıktan kurtulamadı. Umur Bey, cenazeyi dedeme getirdi; Saruhan Bey’i kederinden dünyaya küstü, kısa bir zamanda ahrete-buraya-göç eyledi.. İlyas Bey-babam- sağlığında idareye usulen katıldı. Lafı çok uzatmayalım, babamdan sonra da ben vazifeye devam ettim.
  İdarede olduğumda; Anadolu da ortalığın karıştığı zamandı. Beylikler, birbiriyle cenk edip kılıç çekerdi.


Resim Kaynak:dzkk.tsk.tr

Aydınoğulları Umur Bey: Çaka Bey'den sonra Türk Denizciliği'nin Amirali. Hristiyan -Vatikan- kaynaklarında adı, Hristiyan dünyası için tehdit olarak geçti. Barbaros Hayrettin'e kadar, Türk Denizciliği bekleyecekti.
Haçlı donanması, Aydınoğulları Umur Bey’i şehit etmişti. Yerine geçen beye; bir daha Ege de askeri hiç bir faaliyette bulunmamasına dair anlaşma yaptı.             Bizim için de ağır bir süreçti.





Manisa Ulu Cami Ve Medresesi




 Kasırganın dinmesi için zamana ihtiyaç vardı. İdare edenler, ’Hak’tan alıp halka verme ‘ düsturunu unutmuştu. Niyet: ’Ayrılmak  değil bir olmaktı.’
 Aç olanın doyması, yolcunun bir nefes alması, ilim ve irfan insanının yetişmesi amacıyla; ceddim Mevlana’nın da vasiyetiyle Ulu Cami Ve Mevlevihane inşalarını yaptık.






Hemen her sütunun farklı bezemeleri bulunuyor. Görsel bir şölen. Keşke bir de plastik boyalarla berbat etmeseler!!
Siyasi bir zeka! İskender'den gelen: Kültürlerin kaynaşması; hem de Mevlana'nın: 'Gel ne olursan ol yine gel! ' sözünün psikolojik olarak: 'Burada herkesi kucaklıyoruz'un yapıda diğerlerine ait unsurların kullanılmasıdır. (Benim görüşüm)
  Camimiz de, diğer diyarlardan –Bizans ‘dan gelenlerin-kendinden izleri görsün diyerek, yıkılmış yapılardan sütunları getirdik. Avluya yerleştirdik. İbadet edene, gezene hem İslamiyetin hoşgörüsünü -tüm kültürleri kucakladığını- hissetsin; diledik. 



 Minber işçiliği: Kündekaridir. (Türk Süsleme Sanatı) Geometrik planda yıldızlar ile gezegenler birliktedir. Kontrastı yakalamak için iki farklı renkte ağaç kullanılır.
 




.- Yapının abanoz ağacından minberini ise, daha sonra Bursa Ulu Camii’nin minberini de yapan Antepli Mehmed bin Abdülaziz gerçekleştirmiştir.
-Her iki caminin minberini Antepli Mehmed Bin Abdülaziz yapmıştır. Ruhu şad olsun.-
 Minberi işleyen usta, ağacı işleyişinde  ‘Peygamber’in Mirac’a Yolculuğunu’ hayal etmiştir. Bir gün yanına gittiğimde, içinden: 'Ya Baki, Ya Bedi.' diyerek tek tek işlemelerle uğraşıyordu. Omzuna dokundum;' Üstadım bu  ne haldir?' Üstad, güldü: 'Yüce Allah, işimizi beğensin, bizden razı olsun; diye beyim.' dedi.
 Minbere çıkan hoca; kimin vekili olduğunu -Peygamberimizi- hep hissetsin. Camiye gelen kim olursa olsun, geri çevirmesin.
Cami sadeliğiyle iç huzuru veriyor. Minberin bu kadar önemli olduğunu, 'Kündekari'yi -blog- yazana kadar bilmiyordum. Ne oldu da unutulmuş?! Bilemiyorum... 



 Vav harfi: ’Hak’tan alıp Halka vermek’ tir. Bunu, camimiz de en iyi anlatırdık. Aynı zaman da bütünleşmektir.
-Bursa Ulu Cami de: Vav harfi vardır. Ucunda lale motifi işlenmiş.-Bana göre, Mevlevi inancının yansımasıdır.-Yıldırım Bayezid, Mevlana’nın soyundan biriyle evlidir.
  Medrese ve Mevlevihaneyi:
 Peygamberimizin: ’İlim, Çin’de de olsa arayınız.’ der. Biz de; öyle hareket eyledik. Elimizden geldiğince, Saruhan’ı imar ettik. Kusurumuz varsa da; Allah affetsin.
Bilirim gideceğin yerler, okuyacağın kitaplar söyleşeceğin insanlar vardır. Saruhan’ın bizden sonra ki halini diğer gelişinde anlatırım. Selametle yolun açık olsun.
                                              ************
 Şimdilik, Manisa Tarihi ilk dönemi bitti. İleri dönemi yazmak için, tekrar Manisa'ya gitmem ve fotoğraf çekip araştırmalıyım. Umarım sevmişsinizdir.
  Pazar günü bir daha bir şey yazmamaya da bugün itibariyle de karar verdim. Sanırım, herkes internette ve veri yükleme ve sayfa açmada zorlandım.
                             Herkese Sevgilerimle.

Yorum Gönder

20Yorumlar

  1. Tarihimizi tekrar hatırlatmaya vesile olan bu güzel mini dizi için, kendi adıma çok teşekkür ederim, keyifle olkudum.


    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nurdan Hanım'cığım beni motive ediyorsunuz.Teşekkür ederim.Üstteki düzen nasıl oldu anlamadım.Düzeltmeye çalıştım;o da kar etmedi.Sanırım,güneş tutulması blogumu da vurdu.Yine de desteğiniz için çok sağolun.:) Sevgilerimle.

      Sil
    2. Güneş tutulmasından değil, Merkür' ün ters hareketindendir blog kargaşası. Kasım ortasına kadar iletişim problemleri, tekrarlamalar vs. Merkür kargaşasındır :D

      Bu tutulma, çoğu burç mensuplarının kendi iç hesaplaşması; geriye dönük bitişler ya da eski bazı şeylerin; kişi, olay vs. tekrar hayatımıza girmesi gibi temaları vurguluyor :D

      Ayrıca blogda düzen kargaşası da gözüme çarpmadı. Hoş gözlüksüz çıkmıştım dışarıya. Bu nedenle yukarıdaki yorumum da gözlüksüz ve telefondan olunca hatalı olmuş. Ama o hata Merkür' ün değil, parmaklarımın hatası :D

      İyi bir hafta dileklerimle,

      Sil
    3. Çok tatlısınız,içime su serptiniz.Parmaklarınıza sağlık.Sevgilerimle:)

      Sil
  2. :)) pazar günleri sıkıntılı evet.yazıyı çok beğendim bahçe perim.anlatım gayet sade ancak görseller ve altlarındaki açıklamalarda kullandığın yazının büyük olması ve açıklamaların uzun olması sanırım anlatıcının yazısıyla karışıyor biraz.(nacizane) ama böyle bir yazıyı hemde kurguyla anlatmak hem cesaret hem araştırmacı bir ruh hem gözlem hem birikim ister.helal sana.sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sormaa...Pazar günü birbirine girdi.Zaten,bazı yerleri beyaz olmuş.Özellikle yap desen yapamam...:S
      Senin pcnde büyük görünen benimkinde de küçük görünüyor.Bak kafam da karıştı.!
      Sonunda ki övgü beni mest etti.Teşekkür ederim,arkadaşım.Sağol.

      Sil
  3. Canım nasıl güzel yazmışsın. Bir an gerçekten yaşamış olduğunu düşündüm :)
    Sayende nasıl güzel şeyler öğrendim Allah razı olsun canım :)
    Devamını mutlaka bekliyorum canım ...
    Kalemine yüreğine sağlık diyorum :)
    Çok öpüyorum canım.
    Sağlıcakla kal....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim,bu kişi gerçekten yaşadı.Yani ,İshak Bey:Saruhanoğulları Beyliği'nin yöneticisidir.Yukarıda ,bronz paralar onun idaresinde basıldı.Hikayedeki isimlerin hepsi gerçek kişilerdir.Ben ,döneme uygun bir dış ses istiyordum.Düşündüm,düşündüm :İshak Bey ;en iyisiydi.
      Dedesinin ;'SaruhanBey'in' türbesini de o yaptırmıştı.Sevdiyseniz,Manisa anlatımı onun üzerinden devam edecek.
      Senden de Allah razı olsun Canım,ben de seni öpüyorum.Sevgilerimle.

      Sil
  4. elinize sağlık ablacım..sayenizde yeni yeni şeyler öğreniyoz..tarihimize selamlar gönderelim buradan :) iyi haftalar dilerim..

    YanıtlaSil
  5. Sayende Manisa ve tarihi hakkında değişik bilgiler edindim, anlatımına diline sağlık.
    iyi haftalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yulia hoşgeldin.Sevindim,teşekkürler.Desteğin bana güç verdi.

      Sil
  6. Bir Bursa'lı olarak Ulu Cami'yi çok severim. Vav hayranıyım. Aksesuarlarımda çok kullanırım. Eski bir rehber olarak da Cami çok gezdirdim. Senin bu yazın da adeta minik bir tur olmuş. Keyifle dolandım. Eline sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.:) Burası Manisa Ulu Cami;benzer noktaları var.

      Sil
    2. Tabii tabii ,Manisa. Yani Cami anlatımlarını çok severim ve keyifle de okudum :)

      Sil
  7. Vav harfinin Hak'tan alıp halka vermek olduğunu şimdi öğrendim.
    Mevlevi inancının yansıması olduğunu düşünmekte çok haklısın. Çünkü ben de semazenlerin dönerken ellerin bu anlam üzerinde kullandıklarını okumuştum. Sağ el Hakka doğru uzanmış ve açık, sol el aşağı doğru (Halka verir gibi)...
    ellerine sağlık, çok güzel bir tanıtım yapmışsın bahçeperim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeugma,tam da senden söz etmiştim.Ne kadar temiz kalplisin!.:)) Evet,haklısın.İlginçtir,onlar yemekte de Vav harfini kullanıyorlar.İleri ki tarihte -İnşallah-paylaşacağım.Sevgilerimle.:)
      Teşekkür ederim.

      Sil
  8. tarih coğrafya doğa gezi.
    ne güzel ya merakların.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birbirimize biraz benziyoruz;sanırım.:)

      Sil
Yorum Gönder