Kastamonuda Düğün Günü

21
Kastamonu’ya gittiğinizde; eski günlerin duygularını en iyi bu konakta yaşarsınız. Kastamonu Liva Paşa Konağı’ndan söz ediyorum.
Konak; yaşam şartlarını –unutulmak üzere olan meslekler- hem de sosyal yaşantıyı ve ananeyi göstermek amacıyla düzenlenmiş.
Kastamonu müzesi; üç bölümden oluşacak yazı dizisidir: Kastamonu da düğün günü, eski zanaatlar ve sahipsiz kalan eşyaların fısıltıları.
Sizi anılara ortaklık etmeye; eşyaların ve gölgelerin fısıltılarını duymaya çağırıyorum. Gölgenin birisi: Aliye Gelin.
Kastamonu’da düğün gününü, Aliye Gelin anlatacak. O kim mi? Artık dile gelmek isteyen, geçmiş zamanın gölgesi: Aliye. Böyle dememi istedi. Siz de öyle bilin.
ust kat
Üst Kat

                     
Aliye Gelin beni üst katlara götürüyor. O günlerde telaş diz boyudur. Aliye’nin anacığı gelin çeyizini yetiştirmeye uğraşıyor. Son bir yatak çarşafının ara dantelini zor da olsa bitirmiş. Komşu kadın, annenin becerisine hayran kalmış. Yoksa, Aliye’yi oğluna almadığı için mi pişman?
ceyiz hazirligi
Çeyiz Hazırlığı

  Gelinin beyaz işli fistanı, sırma ayakkabısı, kemikten tarak tokaları ile gümüş kemeri bir kenarda hazırlanmış. Annesinin gözünde “Aliye” pembe sırmalı kaftanıyla  gelin değil peri kızıymış. Anneler ve kızlarına ait o güzel hayaller…


aliyenin gelinlik kaftani
Aliyenin Gelinlik Kaftanı

 Düğün olacak, o hala ağaç tepesinde. Aliye, kiraz ağacına çıkmış kirazları aşırmakta.  Yıllar sonra, o günleri yad etmek için bu yastığı işlemiş. Kocası, ona: “Kiraz dudaklım.” dermiş. Gözünün ucundan yanağına bir damla yaş aktı. Dudağının kenarındaki gamzeyle: “Her şey geride kaldı.” Gölgelerin hala geçmişi anmaları ne garip?
buyukbey nasihatte
Büyük Bey Nasihatte

Büyük Bey, damadı ve sadıcı karşısına almış. Uzun uzun nutuk çekmekte. Aliye, kulağıma fısıldıyor. “ Kızı, perşembe günü almaya gideceğiz. Bahşişleri hazır ettin mi? Aile reisi olmak kolay mı Mehmet ağa?” Aliye’nin kocası, sonradan babasını hep taklit etmiş.
buyukhanimin kahvesi
Büyük hanımın Kahvesi

Büyükhanım odasında kahve yapılmasını bekliyor.  Yanında, Elif kız kahveyi değirmende çekiyor. Çarşamba günü gelmiş. Büyükhanım, Elif kıza: “Aşçılarla, börekçi kadına haber ettiniz mi? Yemekler zamanında misafire çıksın. El aleme rezil olmayalım.”  diye konuşuyor.
dugun sofrasi
Düğün Sofrası

Aliye’nin akrabaları Ali ile Hasan sofraya oturmuş. Yemeklerin tadına bakmakta. Düğünde mercimek çorbası, kuru bamya, etli pirinç pilavı,  baklava , salata ve komposto verilir.  Hasan, böreği beklermiş. Yemeden kalkınca karnı doymazmış. Aliye,  Hasan’ın gelin almaya geldiklerinde istediği bahşişi almadan kapıyı açmadığını fısıldıyor. Börek, düğünlerde olmazsa düğünden sayılmaz. Kastamonu’nun adetlerinden.
gelin yatagi
Gelin Yatağı

Gelin yatağını görünce, yüzü utancından al al oluyor. Aliye Gelin’e kırmızılık pek yakışıyor. Sanki canlanıyor, “biz sonradan birbirini sevenlerdendik.” 
kirazli yastik
Kirazlı Yastık


Uğur böcekli yastığı göstererek:”Onun kiraz dudağıysam; o da benim uğur böceğimdi. Yanımda olduğu zaman, her şey daha kolaydı.” İnsan anlıyor ki: Omuz omuza verilen birlikteliğin ışığı hep parlıyor.

ugur bocekli yastik
Uğur Böcekli Yastık
Yeni gelin olarak evdeki ilk günleri. Aliye Gelin, hala şaşkın bakıyor. Bir kenarda görümcesi –Mehmet Ağa’nın ablası- ona nasihat etmekte. Çocukça gülüyor:”Dün ağaçlarda kiraz toplardım. Neye uğradığımı şaşırdım. Gelin dedikleri bir oyun değil miydi? Süslü giysilerimi çıkartıp annemin yanına gidecektim.” Büyük görümcem: “Artık sen bu evin kızısın. Bizim de gelinimizsin. Ağaçlara çıkmayacağız. Anlaştık mı?” diyor.
yeni gelin aliye
Yeni Gelin Aliye

Bir kenardaki sedef işlemeli ayna da Mehmet Ağa’nın Aliye’ye hediyesiymiş. Pazardan dödüğünde bu aynayı: “Senden daha güzelini bulamadım.” diye vermiş. Aliye’nin yüzü ince ince kırışıklıklar dolsa da aynada kendini severek seyredermiş.
aliyenin aynası
Aliyenin Aynası

Sofadaki masanın üstünde ki semaver eski günlerin hatırına kaynayıverecek. Aliye Gelin, mutfaktan çay bardaklarını birazdan getirip konu komşuyu sohbete çağıracak. Vakit de akşam oldu.
masadaki semaver
Masadaki Semaver

Biz de yavaştan yola düşeriz. Aliye Gelin ve sevdiceklerini arkamızda bırakıyoruz.
Kastamonu’nun bulutlarına dileklerimizi emanet ederek sizle vedalaşıyorum.
Umarım, Aliye Gelin’in diliyle eski Kastamonu günlerini sevmişsinizdir. Kastamonu ile ilgili daha çok yazacaklarımız var.

Yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum. . Herkese güzel bir haftasonu dilerim.
Not: Fotografların ve yazının hepsi bana aittir. Kaynak göstermeden kullanılamaz ve alıntı yapılamaz. 





Yorum Gönder

21Yorumlar

  1. Harika, eline vede yüreğine sağlık Safiya Hn.Kastamonu,Amasya oraları hep görmek,yaşamak ve fotoğraflamak istedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Metin Bey; İnşallah bir gün fotoğraflamak nasip olur. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Selamlar.

      Sil
  2. Bu Konagi biz de gezdik :) iksir resort town görmenizi öneririm

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel yazmışsın Safişimmmm...
    Masal gibi :)
    Son olarak ben diyimki, gökten 3 elma düştü..
    Biri Aliye gelinin başına, diğeri bu masalı anlatan Safişin başına, diğeride okuyanların başına :)
    Muckssss

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İNşallahhh ve Aminnnn, Şebommmm. Mucuksss.

      Sil
  4. Fotoğraflara bakarken gün geçtikçe estetikten ne kadar uzaklaştığımızı düşündüm. Eline sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bence duygularımızı da unutuyoruz. Selam ve sevgi ile kal.

      Sil
  5. Anlatım dilini çok sevdim.
    Aliye Gelin ve düğün günü görsellerinle bütünleşmiş.
    Eline sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Seni görmek çok güzel.

      Sil
  6. Kastamonu evleri de pek ünlüdür. Oralardaki kokuyu hissettim yazınızda... Diğer Kastamonu yazılarını merakla bekliyorum....Sevgiler..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Nahide, doğrusu o kadar ünlü olduğunu bilmiyordum. O bölgede en iyi reklam yapan yer: Safranbolu. Kastamonu'ya gidene dek. Şehir, dokusunu keşke -en azından bu evlerin bulunduğu mekan- korunsaymış. Güzel bir şehir; fakat kıymeti bilinememekte mi?
      Teşekkür ederim. Sevgilerimle. :)

      Sil
  7. eline emeğine sağlık..
    eskiden daha mı samimiydi her şey, ne dersin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu cümleler beni düşündürdü. Aklıma Sezen Aksu'nun şarkısı geldi: Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken. Hani herkes arkadaş. Hani oyunlar sürerken.
      Belki artık kendimiz olmaktan korkuyoruz? O yüzden samimiyeti yaşayamıyoruz.
      Teşekkür ederim. Sevgilerimle, Safran Sarı.

      Sil
  8. Harika bir anlatım olmuş, bir Kastamonulu olarak kendi adıma çok teşekkür ederim.
    Konak gerçekten çok güzeldi, anılar canlandı şimdi...

    YanıtlaSil
  9. Ben bayılıyorum böyle yapılara, çok samimi çok başka. Ellerinize sağlık.
    Bize de bekleriz sevgilerle

    YanıtlaSil
  10. Ah ah bir gidemedim şu Kastamonu'ya

    YanıtlaSil
  11. aliye' nin öyküsü aslında ne kadar da hüzünlü, gençlerimizin yüzlercesi çocuk denecek yaşta gelin damat oluyorlar hala... çok güzeldi, keyifle okudum...

    YanıtlaSil
  12. Gözlerimin içi güldü duygudan hissettim.
    Okuduklarımda,fotoğraflarda çok içten...Yüreğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  13. vaay dokturmussun safiisss:)
    kiraz dudakli ugur bocugu felan ehehe:)
    ne güzel kurgu .
    fotolari da sevdim.
    ^-^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hee sevmekle kalmadim son yazimda bahsettim bile bu yazindan herkeşley gorsun be ya ehehe:)

      Sil
  14. merhaba
    komşularımın çoğu kastamonulu kardeşimin hanımıda aynı onlardan birçok edindiğim bilgiler var ama siz ne güzel anlatım resimlemişiniz okumaktan haz duydum ...izlemedeyim sevgi ve selamlar

    YanıtlaSil
Yorum Gönder