Bahribabadan İzmir(Ovide Curtovich)
James D.Chambrier, acaba manzarayı gördüğünde mi şu sözleri söyledi: İzmir, en doğulu şehirdir. Şenlikle hareket ve aynı zamanda hüzün ve sessizlik, bunun nedeni muhtemelen köprüye yakın insanı hayrete düşüren; Türk mezarlığının varlığıdır. Devamında; Napolyon'un Mısır seferi sonrası ülkemize gelen, Fransız Büyükelçi Francois Sebastiani'nin portresi bulunuyor. Büyükelçinin enerjisi yüzyıllardan sonra bile hissediliyor. Önünde duran, iki bayan birbirlerine: 'Biraz daha bakarsak aşık olacağız.' diyordu. Francois Sebastiani bozulan Osmanlı-Fransız ilişkilerini yeniden düzenlemeye Rus ve İngiliz'lerin Akdeniz politikalarını izlemeye gelmiştir. Koridora çıktığınızda: İzmir limanından ihraç edilen ürünlerin listesini okuyorsunuz. İnsanın içi burkuluyor. Malzemeler: İncir, Acem ipeklileri, pamuk, çinko oksidi, tiftik ardından *mazı *balmumu *mahmudeotu *raventkökü *afyon *aloe *kasnıotu *arapzamkı Yıldızla işaretlenmiş malzemeler 'İlaç Hammaddesi' dir. Listeden -Ege ve Akdeniz'in -endemik bitki envanterinin çıkartıldığını, kültüre edilmesi için Avrupa'ya yollandığını düşünüyorum. 1802 yılında, ABD ilk konsolosluğunu İzmir de açıyor. 1800'lü yıllardan, Türkiye'nin sömürgeleştirilme planlarını resmi bir ağızdan duyuyorsunuz. İthal edilenlerin başında: Kumaşları görüyoruz. Kahve, tütün geliyor. Anlaşmalar, konşimento ve navlun sözleşmeleri, o dönemin ticaret gemilerinin maketleriyle gördüğünüz, okuduğunuz bilgiler sizi sevindiriyor, acıtıyor ve şaşırtıyor. Sergiden ayrılırken, Katina: 'İzmir, karanlık günlerinden yıkıntılarından kaç defa doğdu. İzmir gibi ol. Hayata kendini bırak, karanlıklar gülümseyişinde ışıklansın. Bunu hep hatırla.Gözüm üstünde.' diyerek kayboldu. ************************** Sergiden İzlenimlerim: Fransız'lar, Osmanlı'nın ayrıcalık tanıdığı ilk ülke olmanın avantajını; Akdeniz'de sonuna kadar kullanmıştır. Uzun bir dönem İngiltere ve diğer ülkeler hareket imkanı bulamamıştır. (Napolyon Mısır Seferi ) Fransa başta olmak üzere diğer toplumların; Osmanlı'nın (müslüman) İstanbul'a sahip olması, ona boyun eğmek... Avrupalı'lar yüzyıllar boyunca Osmanlı'ya kin tutmuştur. Fransa, kendi ticaret, siyasi emellerine ulaşmak için İzmir, Beyrut ve Selanik'le önemli Doğu Akdeniz limanlarında nüfus yapılandırmaya çalışmıştır.(Lobi) Henry Laurens Braudel: Kendi mirasını dışarıdan gelen katkılar ile sentezlemek isteyen güney kıyılarının yaratımı=Levanten toplumdur. demiştir. Levanten'leri, Fransa Dış Siyaseti yaratmıştır. Sömürgeleştirilme planlarının 200 sene öncesinden başlamasıdır. Kendimize ait; tarım(endemik bitki), endüstri ve tarihi yapımızın talan edilme acısını hala anlayamıyoruz.
TEŞEKKÜR: Arkas Sanat Merkezi'nin binbir emekle hazırladığı sergi görülmeye, şapkamızı önümüze alıp düşünmeye değer. İzmir: Doğu'nun en güzel pırlantasıdır. Dün de öyleydi, bugünde ve yarın da aynen devam edecek. Arkas Sanat Merkezi'nin bana gönderdiği fotoğraflar için de teşekkür ederim. www.yikaroglu.wordpress.com'a mutlaka incelemenizi de öneriyorum. O döneme ait gravürleri betimliyor.
Herkese mutlu haftalar...
|
aaa ne güzel yaaaa.
YanıtlaSilbaşıbozuk fransızca evet. onnar da kullanıyo.
gül sokağı alsancak di miii.
şöle diyolar.
sevinç pastanesi önü, 18 yaş altı güzelleri, gül sokağı 18 yaş üstü güzellerinin buluşma yeriymiş.
:)
eveeeeettt.:)
Siluzaktan görünen tablolara dalmak istedim:) yine detaylı ve keyifli bir yazı olmuş.gitmedik,gidemedik ama en azından sayende bişeyler öğrendik.kalemine emeğine sağlık perim...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, Dolunay. Sizin yorumlarınızla; yazılara devam etme etmeme yönümü belirliyorum. Doğrusu, bu iki yazıma çok az yorum gelince, sizleri sıktığımı düşündüm. Sağol, arkadaşım.
YanıtlaSilÇok güzel bir sergiymiş. Keşke bende tek tek hepsini inceleyilseydim :(
YanıtlaSilO zaman hayatım, üç kere gitmen gerekebilirdi. 300'ü geçkin belge ve döküman toplanmış. Kimbilir, belki de başka şehirlerde de sergilenebilir. Sanırım, en yakın: İstanbul'da olur. Sevgilerimle.:)
Sil