Bahçeperim - Çay Bilgesi...

Küçük Hanım İle Müzede

Küçük Hanım ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne de gittik. O, reklamdaki vazoyu ararken ben de "İlk Çağ Dönemi" vitrinlerinin fotoğraflarını çekiyordum.
Arkamda iki ses hararetli konuşuyordu. Biri diğerinin verdiği yanıtları beğenmiyorum. Sesi gittikçe yükseliyordu.
Adam: Bana tarih dersi değil, ne anlama geliyor? Onu söyle!
Diğeri: Anlatıyorum. Sizin için yeterli değil.
Adam: Tamam. Seninle anlaşamayacağız. Ben burada oyalandıkça o tablet yazıyor. Bir yandan öldürüyor.
Uzaklaşan ayak seslerinin ardından, yanımda bir karartının durduğunu farkettim. Tüylerim ürperdi.

Behzat Ç İle Peri

Aynı ses: Deminden beri sizi izliyorum. Buradaki her şeyi fotoğraflıyorsunuz? Ne anlıyorsunuz?
Bir anda sesin sahibine dönünce donakalıyorum. Karşımda: "Behzat Ç" var.
Ben: Bana göre mi?
Kafasını sallıyor.
Behzat Ç: Tarihi açıklamalar olmasın.
Küçük tablet parçalarına bakıyorum.
Ben: Yemek ve düğün davetiyeleri.
Behzat Ç: Sonunda biri anladığım dilden konuşuyor.
Beraberce galeri içinde dolaşıyoruz. Arkadaki camlı vitrini gösteriyor.

Behzat Ç Müzede Tablet Ve Heykellerle

Behzat Ç: Heykeller?
Ben: Anadolu'da bu hayvanların varlığını.
Behzat Ç, dudak büküyor.
Behzat Ç: Ya yoksa?
Ben: Bir güç unsuru olmalı. Ondan kuvvet bulduğu ya da korktuğu.
Behzat Ç: Nasıl?
Ben: Kartal göğün hakimidir. Keçi bir rehber.
Behzat Ç parlıyor. Belindeki silaha davranıyor.

Behzat Ç: Puşt! Tarihi baştan başa hatmediyoruz. Kurbanlarını yok etmek için hayvana yediriyor.  

Mühürlerin önünden geçerken durdu.
Behzat Ç: Lavuk. Bir de mühür basıyor. Aklınca, imza atıyor. Ama bilmiyor: Asıl mührü "Behzat Ç'nin vuracağını! Damgalı eşek.
Ondan uzaklaşıyorum. Tabletlerin vitrinini inceliyorum. Yanımda sallanıyor; sabırsızlanıyor. Gözüm ona kayıyor.
Kaş göz hareketleriyle "hadi anlat." diyor.
Ben: Hukuki belgelermiş.
Behzat Ç: Eee...
Ben: Anlatayım mı?
Behzat Ç: Kısa ve öz.
Ben: Evlilik cüzdanı. Asur'lu İdi Adad ile Anadolu'lu Anana evleniyor.

Evlilik Protokolü - Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Behzat Ç: Kız bizdenmiş.
Ben: Evet. Aynı zamanda Asur'lu boşanırsa evlenemeyecek. Tazminat 5 gümüş mina ödeyecek.
Behzat Ç,  gülüyor. Eliyle diğerini gösteriyor.
Ben: Kurtuluş belgesi.
Birden gözleri parlıyor. Tablete daha yakından bakıyor. Anlıyorum ki aradığı şey olabilir.
Behzat Ç: Konusu ne?
Ben: Suçlu düşünülen birisi suya atılmış. Sudan canlı çıkınca "Su Tanrısı'nın" kişiyi koruduğu düşünülmüş.
Behzat Ç: Lavuk, kendini "Adalet Savaşçısı" ilan etmiş. Sence neden suçladılar?
Ben: Kimbilir, belki biraz farklıydı. Toplumda aykırı kişiler daha hızlı itham edilir. Peki, "Adalet Savaşçısı olan kim?"
Behzat Ç: Kimse kim? Merak kediyi öldürür. Devam et.

Su Ordali -Kurtuluş Belgesi- Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Nedense ilgisi artmıştı. Keyifliydi de. Bense merak içindeydim.
Ben: Mülk bağış belgesiymiş.
Behzat Ç: Neden hediye edilmiş?
Ben: Hediyesi tek mülk değilmiş. Kral, kızı Zizatta'yı da eş olarak vermiş. Damadını manevi oğul edinmiş.
Behzat Ç: Kaleyi içten fethetmiş. Giderek ilginçleşiyor.
Ben: Sanırım, sorun çözülüyor.
Behzat Ç: Kurt puslu havayı sever. Şimdi, " bu ne demek?" bakışını atma.
Eliyle işaret ediyor. Böyle durumlarda insanın canı sıkılıyor. İstemeyerek anlatmaya devam ediyorum.
Ben: Borç senedi.
Behzat Ç: Kurulduğu günden beri para her şey bee! Dinini imanını... Eee, ne yazmış, tefeci deve?
Ben: On hafta içinde ödenmesi gereken 2 1/2 mina saf gümüş zamanında verilmezse: Her 1 mina saf gümüş için 3 segel gecikme faizi alınacakmış. Borçlular: Asur'lu. Şahitler: Anadolu'lu. Üç şahit tutulmuş.
Behzat Ç: Vay puşt! Kurbanları ikna olmazsa, borç senedi düzenlemiş. Kil tabletlerin hepsini ona yutturacağım. Onu,  doğal ve tarihi bir ölüm bekliyor.
Bir anda duraklıyor.
Behzat Ç: Kendini kurtarılmış ilan ediyor. Manyak kendini Mehdi mi sanıyor? Mehdi, yakaladım; ulan.
Tam o esnada bir telefon geliyor. Harun elinde telsiz karşısında, işaret ediyor.
Behzat Ç: Ne var oğlum? Günlerce buradan çıkmasanız, tarihi yalayıp yutsanız anlamazsınız. Adamımız: Mehdi. Git, yabancılar şubesine adresini bul.

Harun

Harun: Tam da onu diyecektim. Hayalet mi aradı?
Behzat Ç: Hayır. İşte,  bu hanım.
Harun 'la birbirimize bakıyoruz. Behzat Ç sıkılmış. Onu iteliyor.
Behzat Ç: Düş önüme. Puşt, birine daha tablet yazmadan enseleyelim.
Aklına geliyor, bana dönüyor.
Behzat Ç: Cinayet masasından, Behzat Ç. Ne yaptığını anlamadım, ama ihtiyacın olursa: Bul beni. Adın?
Ben: Peri.
Behzat Ç: Güzelmiş.

Behzat Ç Ve Harun

Kollarını sallayarak koşar adımlarla, Harun'un yanına yetişiyor. Harun kaş göz işaretiyle gülüyor. Behzat Ç arkasına son kez bakıyor. Başıyla selamlayarak kapıdan çıktı. Bir an gülümsedim. Önümdeki son tablete baktım.
Mısır Kraliçesi Neptera ile Hitit Kraliçesi Puduhepa arasında geçen iki ülkenin dostluk ve kardeşlik içinde yaşaması dileklerini yazıyordu.

Dostluk Mektubu Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Acaba bu bilgi, Behzat Ç'ye gerekli miydi? Düşünmeden edemedim. Müzeden ayrılana dek belki geri dönebilirdi.
Sizce bu bilgiye ihtiyacı olabilir mi?
Herkese mutlu bir hafta diliyorum. Müzeler sizi maceraya bekliyor. Yine görüşürüz. Peri ve Küçükhanım’dan sevgilerle.
Not:  Benim fotoğraflarımla ve alıntı fotoğrafların kolaj karışımı yaptım.