Bahçeperim - Çay Bilgesi...

Cemreler “ suya, toprağa, havaya” düştü. Havalar bir soğuk bir sıcak olsa da bahar geldi.

Çiçekler ve ağaçlar müjde vermek için süslenmeye başladı. Dalların üzerindeki rengârenk çiçekler yenilenmeyi ve umudu hatırlatıyor.

Ben de istedim ki yaşanılan acı ve üzüntülere rağmen baharı hissedelim. Umarım, çektiğim fotoğraflar sizi de gülümsetir.

Beyaz Sevinç

Baharı tüm kalbiyle kucaklayan “ağacı” sorsalar; “badem ağacı” derim. Azıcık ısınan havaya; güneşin bir göz kırpışıyla önce o çiçeklerini açar. Beyaz bir sevinçle gözümüzü doldurur. Aziz Nesin bile “badem ağacı” şiirinde ne de güzel anlatır.

Arkadaşım Badem Ağacı

Sen ağaçların aptalı

Ben insanların.

…

Bir ılıman hava esmeye görsün

Düşünmeden gelecek karakış..

Açarsın çiçeklerini ..

Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...

Bir güler yüz bir tatlı söz..

Açarım yüreğimi hemen

Yemişe durmadan çarpar seni karayel

Beni karasevda.

...

Senden yanayım arkadaşım

Havanı bulunca aç çiçeklerini

Nasıl açıyorsam yüreğimi

Belki bu kez kış olmaz  

Bakarsın sevdan düş olmaz

Nasıl vermişsem kendimi son sevdama

Vur kendini sen de bu güzel havaya.

Badem ağacı; beyaz bir sevinçle hayata yeniden inanmayı ve umut etmemizi istiyor.

Sümbül

Sümbüller şubat ortasında topraktan başını kaldırdı. Mor, beyaz ve pembe renkleriyle gönül alır. “Güzel günler yakında” düşüncesiyle yağmurlu günlere katlanılır.

Sümbül, edebiyatta ve türkülerde çokça adı geçer.

Daimi: Bugün Canan Geldi

Bugün canan geldi bize dudak saki diller meze

Yarem tazelendi taze sohbetine doyamam ki

Yarem tazelendi taze sohbetine doyamam ki

Benim yarim gulle benzer ovada sümbüle benzer

Sarkiyan bulbule benzer sohbetine doyamam ki

Sarkiyan bulbule benzer sohbetine doyamam ki

Buzcali Daimi'yim uyur gezer divanemiyim

Madem asik Daimi'yim ben cahile uyamam ki.

Bir zamanlar dilimizde çok dolanan “Sarı Gelin” türküsünde de “sümbül” geçer.

……

Palandöken güzel dağ leylim aman aman

Leylim aman…

Altı Mor sümbüllü bağ

Ay nenen ölsün

Sarı Gelin

Aman Suna yârim

Vermem seni ellere leylim aman.

Bahar Çiçekleri

Papatyalara ne diyeceksiniz? O kadar seviyor, sevmiyor diye taç yapraklarını bir ihtimale –ne kadar doğru?- karşı yine de her sene açar.

Papatya gibisin beyaz ve ince,
Eziliyor ruhum seni görünce,
İsmin dudaklarımı yakıyor neden,
Nedir bu çektiğim senin elinden,
Yalvarırım sana gel üzme beni,
İnan bana çok seviyorum seni,
Gel kollarıma artık bekliyorum,
Papatyam seni özlüyorum,
Neden sanki öyle dudak büküyorsun,

Yoksa açık söyle hiç mi sevmiyorsun,

Sana soruyum neden susuyorsun,
Bana bu sevgiyi çok mu görüyorsun,
Bilsem söyler miydim gizli hislerimi,
Keşke görmeseydim gülen gözlerini,
Biliyorum fakat sende seviyorsun,
Anladım çapkınca naz ediyorsun,
Neden sanki öyle dudak büküyorsun,
Yoksa açık söyle hiç mi sevmiyorsun,
Sana soruyorum neden susuyorsun,
Bana bu sevgiyi çok mu görüyorsun,
Bilsem söyler miydim gizli hislerimi,
Keşke görmeseydim gülen gözlerini,
Biliyorum fakat sende seviyorsun,
ANLADIM ÇAPKINCA NAZ EDİYORSUN..

Sizce, Şecaattin Tanyerli’nin bu güzel tangosunun dediği gibi “papatyalar” da çapkın mıdır? Bu arada; Esin Engin’in sesinden dinlemenizi tavsiye ederim. Duru ve pürüzsüz bir sesi var.

 Ben de bilemedim. Yalnız fotoğraflarla birlikte bir heyecan beni de sardı.

Güzel bir hafta sonu dilerken; yorumlarınızla da yanımda olmanızı diliyorum.