Kemalpaşa Bayramli Kanyonu (Sulu Kanyon)
Arkadaşlarla sohbet ederken, sevimli birinin: Suyun içinde yürüyeceğiz. Gelmek ister
misiniz?” sözleriydi. Masadaki kızların mutlu mesut “Aaa, güzel olur. Gidelim.”
diye gaza getirişi; maceranın başlangıcıdır.
Sevimli kişi: Suyun kenarında; bata çıka, doğanın tüm
renklerinin içinde hem piknik de yapacağız.” cümlesiyle hayaller kurduk. Çiçekler,
suyun ılık ılık dokunuşu, piknik ve fotoğraflar…
Şahane hayaller kuruyorum.
Kemalpaşa- Bayramlı Kanyonu Başlangıcı Sefer Yılmaz |
Gezi günü, sabahtan ayakkabıyı unutmamla günü telaşla
karşıladım. Hocaya durumu anlattım. İlk karşılaşmada –eşyasını da unutan kişi-
olarak eksiye düştüm. Otobüs ilçe merkezinden geçince rahatladım. Herkes
kahvaltı yaparken, üç dükkan ayakkabı aradım. O da ayrı bir aksiyon.
Azim mi, şans mı ya da çekilecek çile mi? Ne desem
bilemiyorum. Ayakkabıyı buldum. Derin nefes alarak, “artık çay içebilirim bir
şeyler atıştırırım.” Düşüncesiyle; geriye döndüğüm de hareket zamanı gelmişti.
“Nasıl olsa piknik yapacağız.” ve de “Ayakkabım da var.”
duygusuyla arabaya bindim. Yürüyüş parkuruna geçtik. Grubun çoğu tam teçhizatla
dere kenarına indi. Yürüyüşümüz başladı. İlk, iki yüz metre sakindi. Ardından
zemin kayalar, yer yer yosun tutmuş taşlar ve korku filmlerini aratmayan
ağaçlar önümüzü kesiyordu. Gruptakilerden teker teker düşmeler başladı.
Ben de, bir anda suyun içinde kendimi buldum. Meğer, hocanın
gözü de bendeymiş.
Kemalpaşa- Bayramlı Kanyonu Naci Hoca Grubu |
“Hanımefendi, siz ön grupla devam edin.” uyarısıyla,
bir yandan “dengenizi bu şekilde korursunuz” diyerek “Musa’nın Asası” gibi bir
sopa hazırladı. Ev sahibi arkadaş da ön gruba teslim ederek, kendi dünyasına
döndü.
Ön grup ile birlikte “Doğa Mücadelesine” başladım.
Gözümün önünde kayan, düşen insanlar, bağırtılar. Bir süre sonra; “Neandertal
İnsan” gibi hissediyordum. Yiyecek ve
güvenli yer arayan; bir yandan “şimdi ne olacak duygusu?”. Milyonlarca yıl önce
yaşayan atalarımız, öyle güçlü duyguları genlerimize aktarmış ki…
Önümdekilerden birisi bacağını yaralayınca; panik duygusu da eklendi.
Destekle İniş- Mehmet Ali |
Sık yeşilin kayayla iç içe olduğu yerden geçince,
çoğumuzda alerjik reaksiyonlar oluştu. Öksürme, hapşırma, nefes alamama. Meğerse
bir tülbent alıp ağzı yüzü kapamalıymış. Birinde vücutta döküntüler gözledim.
Buraya kadar ben de üç defa düştüm. Hala ayaktayım.
Yine suyun içine girdik, karşı kıyıya geç, yol kapandı yön değiştir. Tam yola
alışıyoruz. Hoppp, başa sar.
Karşı kıyıya geçmek için suyun içinden taşlarda sek sek
oynarken… Dizlerimin üzerine kapaklandım. Arkamdan: “Eyvah” sesleri. Ben,
dişlerimi sıktım. “Bir şeyim yok. Devam edebilirim.” Devam etmesem ne olacak?
Ancak, -Allah Korusun- jandarma kurtarır. İçimden saydırdığımı tahmin
edersiniz.
Gülşen’in meşhur “Yatcaz kalkcaz” şarkısı, biz de:
Düşecez –kalkacaz” oluyor. Dördüncü
düşüşüm gerçekleşiyor. Dikkat edin, espri gücüm yerinde.
Kayanın yanından sıfır mesafeyle geçerken; çalının
biri: “Hop, hemşerim nereye?” diyerekten beni durduruyor. Kurtulmak isterken,
taytı yırtıyorum. O da ne? Şimdi de: “Atla, zıpla” oynuyoruz. Yola devam
etmenin başka yolu yok. Ufak tefek arkadaşların bazıları erkeklerce sırtlarda
taşındı. Özenmedim desem, yalan olur.
Bir anda: “Yemek Molası” deniliyor. İnsan, piknik
masası filan bekliyor. Ne kadar doğayı sevsem de şehir kızıyım. Konforu
seviyorum.
Hoca, yanıma geliyor. “Yürüyüşü sevip sevmediğimi
soruyor.” Şaşkın şaşkın –ne desem bilemedim ki- : “Güzel ama yorucu.” cevaplıyorum.
Hoca: “Kaç defadır geliyorsunuz?”
“İlk gelişim.”
Hoca: Gelmek için bu etabı mı seçtiniz?
Yorumuyla, yolun geri kalanı için işkillenmeme sebep
oluyor. Naci Hoca: “Bundan sonrası daha keyifli.” diye ümit veriyor.
Çıkış yolunu bilsem, arkamı dönmeden kaçardım.
Tabanlara kuvvet diyerek yola revan olduk. Yemek molası bitmişti.
Bir yerde su belimize kadar geliyordu. Hoca, azmimi
takdir etti.
“Bu kadar mücadeledeyken senin gibi güzel bir
hanımefendiyi kimse fotoğraflamıyor mu?” dedi. İşte, damarıma basıldığı andı.
“ Fark etmiyorlarsa yapacağım bir şey olamaz.” Derken,
hazırcevabın birisi:
Hocam, kendisi istesin. Biz çekeriz.” Durum şuydu:
Ağlamalısın.
Yine de bazıları pek mutluydu. Su fokları gibi, dalıp
çıkıyor.
Karaya ayak bastık, kaya tırmanışına geçince bayanın
birisi düşüyor. Arkadan bir ses: “Ne işiniz vardı?” söyleniyor. Hırslanıyorum: “Ne
münasebet?”
Kalbim ağlıyor. Aynı anda, gökten yağmur boşalıyordu.
Gökyüzüne baktım. Şimdi, evde olup çay, kurabiye atıştırmak vardı. Ya da
sevgiliyle (şu anda olmayan) sokaklarda dolaşıp ıslanmak. Kıkırdamak ve öpüşmek.
Hoca’nın sesi: Hanımefendi geride kalmayın. Naci Hoca’yla
yürüyün.
Gözlerimden yaşlar yuvarlanıyor. Nasıl olduysa; bir
ilham geliyor:
Sen ki acilde doktorla beraber kaç kanamalı, ağır
hastayı servise çıkardın. Yürüyüşü mü bitiremeyeceksin?!
Özel İstek- Mehmet Ali |
Adımlarım daha güvenli ve dikkatli atıyorum. “ Yol
düzeldi. Batonu –asayı- atabilirsiniz.” deseler de inanır mıyım?
“Yürüyüş bitti.” sözlerini duyduğumda; yola çıkana dek
tetikteyim. Aksiyonun nereden çıkacağı belli olmaz.
Sonunda…
Dönüş yolu sohbetinde: Acemiler için kanyon yürüyüşü en
zoru olduğunu öğrendim. Yürüyüş esnasında,” sağlam halde eve varmak için” on
bir tane Ayetel Kürsi okuduğumu da söyleyeyim. Toplamda altı defa düştüm. Öyle böyle zorlu bir süreci
atlatırken, aldığım dersler:
Sakin ve sakin kalmam gerektiğini.
Arkadaş sözüne bakmayıp bilgi teyidi yapmayı.
Eşyaları da ona göre hazırlamayı öğrendim.
Arkadaşıma dönüş yolunda epey tavır yaptım. Hem davet
et hem de yalnız bırak. Haksız mıyım?
Son söz:
Macera sever ve biraz da deneyimliyseniz, Kemalpaşa-
Bayramlı Kanyonu sizi bekliyor. Bir dünya çavlan ve şelale ile de size "Karadenizi" hatırlatacak. İzmir de yayla havası. Yürüyüş ayları: Mayıs ayı ile eylül ayı. Yaz
ayında kar suyu çaya karıştığından su yükseliyor.
Kemalpaşa- Bayramli Kanyonu Çavlanı- Sefer Yılmaz |
Herkese selamlar. Bu arada, yazı epey uzun oldu. Affola.
Not: Fotoğraflar, geziye gelen Mehmet Ali Bey, Sefer
Yılmaz Bey ve Güven Aslan Bey’e aittir. Teşekkür ederim.
Yazı uzun falan değil inan okurken pek bir tebessümle okudum.
YanıtlaSilSeni hayal ederek.
Macera olmuş diyelim. İyiki onca düşmeden sonra bir şey olmadı. Zaten belin problemli. Ama işte bak insanız birinin düştüğünü görmeyelim hemen güleriz :))
Öpüyorum
Yaa ne güzel olmuş. Yeşillik, doğa.. Sondaki resme bayıldım.
YanıtlaSilBayılırım.
YanıtlaSilNe güzel bir gün geçmiş orada...
Çok özendirdin çook :)
Biri böyle yazsa; ben de göbeğim çatlayana dek gülerdim. Ahh, kızlar bir de bana sorun.
YanıtlaSilNaci Hoca, beni ümitlendirdi. Bu yürüyüşü baz alma dedi.😊 Bakalım bir daha ki macera ne zaman olur?
süper süper hep git , bu bir kulüp mü?
YanıtlaSilEvet, bir kulüp. Yeni sezona kısmet; bakalım.:)
Silçok güzel bir macera olmuş,sevindim adınıza
YanıtlaSilböyle kaçamakların hayatı resetlediğini söylerler :)
sevgiler
Sevgili Minik,
SilBiraz bildiğin şeyler daha iyi oluyor. Bu tam bir macera oldu. Sevgilerimle.
Geçmiş olsun nasııl dayandın vallahi sabırlı olmak gerek (:
YanıtlaSilKesinlikle İrem'ciğim. :)
SilOldukça zorlu bir yürüyüş olmuş. benim de buna benzer bir anım vardır ama seninkinin yanında asfaltta yürümek kadar kolaydı :)) Eee ne diyeyim geçmiş olsun mu? yoksa bir dahakine başarılar mı ?
YanıtlaSil:))
Niyetim var gibi, Juliette:) Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali:D
SilHaline bakmadan hasan dağına oduna giden soğuktan donarmış ucuz atlatmışsınız.
YanıtlaSilBu sözünüzden bir şey anlamadım. Haline bakmadan? Beni dikkatim ve sakin kalmam biraz da korudu. Kendine çok güvenen arkadaşlardan ikisi kolunu incitti.
SilYine de bir görüştür.
Survivor da neymiş dedirten cinsten maceraymış :)
YanıtlaSilBiliyor musun sevgili evde yazar bir çok kişi aynı cümleyi kullandı. Uğradığını için çok sağol.
Siloooooo sen 8 km yürüdün bunları yazdın yaz bizim gibi uzun yürüsen roman yazarsın ;) bizim için en kısa bir o kadarda zevkli geçen bir parkurdu iki kez yürüdüm ama bu yürüyüşdeki yağmur harika oldu.. kestane deresi kanyonu kapuzbaşı kanyonlarınıda yürüdüm sen devam et zevk alacaksın..
YanıtlaSilEvet, kendime özel bir de fotoğrafçıyla gitmem gerekiyor. Sadece beni çekip benimle ilgilensin.
SilDoğa turlarıdır insanı kendine getiren. Ne mutlu size...
YanıtlaSilBöyle gaza gelerek gitmeyin. :)
SilOkurken ben yoruldum, düştüm, kalktım,...Ayakkabıyı unutmakla başlayınca devamı da gelmiş. Ben de olsam aynı duyguları hissederdim:) Neyse kulağımıza küpe olsun bir gün böyle bir şeye kalkışırsak kanyona gitmiyoruz:)
YanıtlaSilEvet, ilk gidiş yönümüz "kanyon" olmuyor. Ayakkabıyı buldum; o gün bilemiyorum. Bir sınavdan geçtim. Sakin kalarak başardım. :))
YanıtlaSilSevgili Aslı, ne iyi oldu gelişin:) Sevgilerimle.
alınacak dersleri almışsınya birde üstüne macera daha ne olsun :)))))) e tabi kurabiye - çay-öpüşmek faslı daha güvenli.ay beni güldürdün sende gül emi :)))
YanıtlaSilCanımmm uzun zamandır yoktum ve geç de olsa ben geldim:) Epey güldüm yazıyı okurken ve ne çok özlemişim ben seni:)
YanıtlaSilBen de seni çok özledim. Merak ediyordum. Evrenden sesim sana ulaştı demek ki! :)
SilOhhh ne güzel hep böyle gezmek lazım benim yerimede gez :)
YanıtlaSil