Kemalpaşa Bayramlı Kanyonu

05 Haziran



Kemalpaşa Bayramli Kanyonu (Sulu Kanyon)
Arkadaşlarla sohbet ederken, sevimli birinin:  Suyun içinde yürüyeceğiz. Gelmek ister misiniz?” sözleriydi. Masadaki kızların mutlu mesut “Aaa, güzel olur. Gidelim.” diye gaza getirişi; maceranın başlangıcıdır.
Sevimli kişi: Suyun kenarında; bata çıka, doğanın tüm renklerinin içinde hem piknik de yapacağız.” cümlesiyle hayaller kurduk. Çiçekler, suyun ılık ılık dokunuşu, piknik ve fotoğraflar…
Şahane hayaller kuruyorum.
kemalpasa- bayramli kanyonu baslangici sefer yilmaz
Kemalpaşa- Bayramlı Kanyonu Başlangıcı Sefer Yılmaz


Gezi günü, sabahtan ayakkabıyı unutmamla günü telaşla karşıladım. Hocaya durumu anlattım. İlk karşılaşmada –eşyasını da unutan kişi- olarak eksiye düştüm. Otobüs ilçe merkezinden geçince rahatladım. Herkes kahvaltı yaparken, üç dükkan ayakkabı aradım. O da ayrı bir aksiyon.
Azim mi, şans mı ya da çekilecek çile mi? Ne desem bilemiyorum. Ayakkabıyı buldum. Derin nefes alarak, “artık çay içebilirim bir şeyler atıştırırım.” Düşüncesiyle; geriye döndüğüm de hareket zamanı gelmişti.
“Nasıl olsa piknik yapacağız.” ve de “Ayakkabım da var.” duygusuyla arabaya bindim. Yürüyüş parkuruna geçtik. Grubun çoğu tam teçhizatla dere kenarına indi. Yürüyüşümüz başladı. İlk, iki yüz metre sakindi. Ardından zemin kayalar, yer yer yosun tutmuş taşlar ve korku filmlerini aratmayan ağaçlar önümüzü kesiyordu. Gruptakilerden teker teker düşmeler başladı.
Ben de, bir anda suyun içinde kendimi buldum. Meğer, hocanın gözü de bendeymiş.
kemalpasa- bayramli kanyonu naci hoca grubu
Kemalpaşa- Bayramlı Kanyonu Naci Hoca Grubu

“Hanımefendi, siz ön grupla devam edin.” uyarısıyla, bir yandan “dengenizi bu şekilde korursunuz” diyerek “Musa’nın Asası” gibi bir sopa hazırladı. Ev sahibi arkadaş da ön gruba teslim ederek, kendi dünyasına döndü.
Ön grup ile birlikte “Doğa Mücadelesine” başladım. Gözümün önünde kayan, düşen insanlar, bağırtılar. Bir süre sonra; “Neandertal İnsan”  gibi hissediyordum. Yiyecek ve güvenli yer arayan; bir yandan “şimdi ne olacak duygusu?”. Milyonlarca yıl önce yaşayan atalarımız, öyle güçlü duyguları genlerimize aktarmış ki… Önümdekilerden birisi bacağını yaralayınca; panik duygusu da eklendi.
destekle inis- mehmet ali
Destekle İniş- Mehmet Ali

Sık yeşilin kayayla iç içe olduğu yerden geçince, çoğumuzda alerjik reaksiyonlar oluştu. Öksürme, hapşırma, nefes alamama. Meğerse bir tülbent alıp ağzı yüzü kapamalıymış. Birinde vücutta döküntüler gözledim.
Buraya kadar ben de üç defa düştüm. Hala ayaktayım. Yine suyun içine girdik, karşı kıyıya geç, yol kapandı yön değiştir. Tam yola alışıyoruz. Hoppp, başa sar.
Karşı kıyıya geçmek için suyun içinden taşlarda sek sek oynarken… Dizlerimin üzerine kapaklandım. Arkamdan: “Eyvah” sesleri. Ben, dişlerimi sıktım. “Bir şeyim yok. Devam edebilirim.” Devam etmesem ne olacak? Ancak, -Allah Korusun- jandarma kurtarır. İçimden saydırdığımı tahmin edersiniz.
Gülşen’in meşhur “Yatcaz kalkcaz” şarkısı, biz de: Düşecez –kalkacaz”  oluyor. Dördüncü düşüşüm gerçekleşiyor. Dikkat edin, espri gücüm yerinde.
Kayanın yanından sıfır mesafeyle geçerken; çalının biri: “Hop, hemşerim nereye?” diyerekten beni durduruyor. Kurtulmak isterken, taytı yırtıyorum. O da ne? Şimdi de: “Atla, zıpla” oynuyoruz. Yola devam etmenin başka yolu yok. Ufak tefek arkadaşların bazıları erkeklerce sırtlarda taşındı. Özenmedim desem, yalan olur.
Bir anda: “Yemek Molası” deniliyor. İnsan, piknik masası filan bekliyor. Ne kadar doğayı sevsem de şehir kızıyım. Konforu seviyorum.
Hoca, yanıma geliyor. “Yürüyüşü sevip sevmediğimi soruyor.” Şaşkın şaşkın –ne desem bilemedim ki- : “Güzel ama yorucu.” cevaplıyorum. Hoca: “Kaç defadır geliyorsunuz?”
“İlk gelişim.”
Hoca: Gelmek için bu etabı mı seçtiniz?
Yorumuyla, yolun geri kalanı için işkillenmeme sebep oluyor. Naci Hoca: “Bundan sonrası daha keyifli.” diye ümit veriyor.
Çıkış yolunu bilsem, arkamı dönmeden kaçardım. Tabanlara kuvvet diyerek yola revan olduk. Yemek molası bitmişti.
Bir yerde su belimize kadar geliyordu. Hoca, azmimi takdir etti.
“Bu kadar mücadeledeyken senin gibi güzel bir hanımefendiyi kimse fotoğraflamıyor mu?” dedi. İşte, damarıma basıldığı andı.
“ Fark etmiyorlarsa yapacağım bir şey olamaz.” Derken, hazırcevabın birisi:
Hocam, kendisi istesin. Biz çekeriz.” Durum şuydu: Ağlamalısın.
Yine de bazıları pek mutluydu. Su fokları gibi, dalıp çıkıyor.
Karaya ayak bastık, kaya tırmanışına geçince bayanın birisi düşüyor. Arkadan bir ses: “Ne işiniz vardı?” söyleniyor. Hırslanıyorum: “Ne münasebet?”
Kalbim ağlıyor. Aynı anda, gökten yağmur boşalıyordu. Gökyüzüne baktım. Şimdi, evde olup çay, kurabiye atıştırmak vardı. Ya da sevgiliyle (şu anda olmayan) sokaklarda dolaşıp ıslanmak. Kıkırdamak ve öpüşmek.
Hoca’nın sesi: Hanımefendi geride kalmayın. Naci Hoca’yla yürüyün.
Gözlerimden yaşlar yuvarlanıyor. Nasıl olduysa; bir ilham geliyor:
Sen ki acilde doktorla beraber kaç kanamalı, ağır hastayı servise çıkardın. Yürüyüşü mü bitiremeyeceksin?!
ozel istek- mehmet ali
Özel İstek- Mehmet Ali

Adımlarım daha güvenli ve dikkatli atıyorum. “ Yol düzeldi. Batonu –asayı- atabilirsiniz.” deseler de inanır mıyım?
“Yürüyüş bitti.” sözlerini duyduğumda; yola çıkana dek tetikteyim. Aksiyonun nereden çıkacağı belli olmaz.
Sonunda…
Dönüş yolu sohbetinde: Acemiler için kanyon yürüyüşü en zoru olduğunu öğrendim. Yürüyüş esnasında,” sağlam halde eve varmak için” on bir tane Ayetel Kürsi okuduğumu da söyleyeyim. Toplamda altı defa düştüm. Öyle böyle zorlu bir süreci atlatırken, aldığım dersler:
Sakin ve sakin kalmam gerektiğini.
Arkadaş sözüne bakmayıp bilgi teyidi yapmayı.
Eşyaları da ona göre hazırlamayı öğrendim.
Arkadaşıma dönüş yolunda epey tavır yaptım. Hem davet et hem de yalnız bırak. Haksız mıyım?
Son söz:
Macera sever ve biraz da deneyimliyseniz, Kemalpaşa- Bayramlı Kanyonu sizi bekliyor. Bir dünya çavlan ve şelale ile de size "Karadenizi" hatırlatacak. İzmir de yayla havası. Yürüyüş ayları: Mayıs ayı ile eylül ayı. Yaz ayında kar suyu çaya karıştığından su yükseliyor. 
kemalpasa- bayramli kanyonu cavlani- sefer yilmaz
Kemalpaşa- Bayramli Kanyonu Çavlanı- Sefer Yılmaz

Herkese selamlar. Bu arada, yazı epey uzun oldu. Affola.
Not: Fotoğraflar, geziye gelen Mehmet Ali Bey, Sefer Yılmaz Bey ve Güven Aslan Bey’e aittir. Teşekkür ederim.




BENZER YAZILAR

26 yorum

  1. Yazı uzun falan değil inan okurken pek bir tebessümle okudum.
    Seni hayal ederek.
    Macera olmuş diyelim. İyiki onca düşmeden sonra bir şey olmadı. Zaten belin problemli. Ama işte bak insanız birinin düştüğünü görmeyelim hemen güleriz :))
    Öpüyorum

    YanıtlaSil
  2. Yaa ne güzel olmuş. Yeşillik, doğa.. Sondaki resme bayıldım.

    YanıtlaSil
  3. Bayılırım.
    Ne güzel bir gün geçmiş orada...
    Çok özendirdin çook :)

    YanıtlaSil
  4. Biri böyle yazsa; ben de göbeğim çatlayana dek gülerdim. Ahh, kızlar bir de bana sorun.
    Naci Hoca, beni ümitlendirdi. Bu yürüyüşü baz alma dedi.😊 Bakalım bir daha ki macera ne zaman olur?

    YanıtlaSil
  5. süper süper hep git , bu bir kulüp mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bir kulüp. Yeni sezona kısmet; bakalım.:)

      Sil
  6. çok güzel bir macera olmuş,sevindim adınıza
    böyle kaçamakların hayatı resetlediğini söylerler :)

    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Minik,
      Biraz bildiğin şeyler daha iyi oluyor. Bu tam bir macera oldu. Sevgilerimle.

      Sil
  7. Geçmiş olsun nasııl dayandın vallahi sabırlı olmak gerek (:

    YanıtlaSil
  8. Oldukça zorlu bir yürüyüş olmuş. benim de buna benzer bir anım vardır ama seninkinin yanında asfaltta yürümek kadar kolaydı :)) Eee ne diyeyim geçmiş olsun mu? yoksa bir dahakine başarılar mı ?
    :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niyetim var gibi, Juliette:) Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali:D

      Sil
  9. Haline bakmadan hasan dağına oduna giden soğuktan donarmış ucuz atlatmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sözünüzden bir şey anlamadım. Haline bakmadan? Beni dikkatim ve sakin kalmam biraz da korudu. Kendine çok güvenen arkadaşlardan ikisi kolunu incitti.
      Yine de bir görüştür.

      Sil
  10. Survivor da neymiş dedirten cinsten maceraymış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyor musun sevgili evde yazar bir çok kişi aynı cümleyi kullandı. Uğradığını için çok sağol.

      Sil
  11. oooooo sen 8 km yürüdün bunları yazdın yaz bizim gibi uzun yürüsen roman yazarsın ;) bizim için en kısa bir o kadarda zevkli geçen bir parkurdu iki kez yürüdüm ama bu yürüyüşdeki yağmur harika oldu.. kestane deresi kanyonu kapuzbaşı kanyonlarınıda yürüdüm sen devam et zevk alacaksın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kendime özel bir de fotoğrafçıyla gitmem gerekiyor. Sadece beni çekip benimle ilgilensin.

      Sil
  12. Doğa turlarıdır insanı kendine getiren. Ne mutlu size...

    YanıtlaSil
  13. Okurken ben yoruldum, düştüm, kalktım,...Ayakkabıyı unutmakla başlayınca devamı da gelmiş. Ben de olsam aynı duyguları hissederdim:) Neyse kulağımıza küpe olsun bir gün böyle bir şeye kalkışırsak kanyona gitmiyoruz:)

    YanıtlaSil
  14. Evet, ilk gidiş yönümüz "kanyon" olmuyor. Ayakkabıyı buldum; o gün bilemiyorum. Bir sınavdan geçtim. Sakin kalarak başardım. :))
    Sevgili Aslı, ne iyi oldu gelişin:) Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  15. alınacak dersleri almışsınya birde üstüne macera daha ne olsun :)))))) e tabi kurabiye - çay-öpüşmek faslı daha güvenli.ay beni güldürdün sende gül emi :)))

    YanıtlaSil
  16. Canımmm uzun zamandır yoktum ve geç de olsa ben geldim:) Epey güldüm yazıyı okurken ve ne çok özlemişim ben seni:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de seni çok özledim. Merak ediyordum. Evrenden sesim sana ulaştı demek ki! :)

      Sil
  17. Ohhh ne güzel hep böyle gezmek lazım benim yerimede gez :)

    YanıtlaSil